top of page

"Türkiye'nin Bir Hikayesi Yok" Tam Olarak Demek?

  • Onur Y.
  • 19 May
  • 2 dakikada okunur

"Türkiye uzun süredir bir hikaye anlatmıyor. Yakın geçmişte 'Doğu’nun Yükselen Yıldızı' olarak görülen ülkemiz, bugün yalnızca kendi kendine konuşuyor" dedim son yazımda... Bu topraklar binlerce yılın birikimiyle hikayelerle dolu; bunu söylemek vefasızlık olur demiş bir okuyucum. İlgisi yok. Size madde madde anlatayım.



Ülke markaları tarihle, kültürle, coğrafi harikalarla değil, algı yönetimi ile yaratılır.

Bana göre, tarihin katmanlarıyla dolu, dünyanın en kadim topraklarında yaşıyoruz.


İstanbul Fatih'te hala ayakta duran bir bina var. Temeli Roma zamanında atılmış. Üstüne Bizans döneminde taşlar eklenmiş. Osmanlı'da kat çıkılmış. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk zamanlarında son katları yapılmış. Çukurun kenarında, kot farkıyla ayakta durduğu için 3 imparatorluğu ve 1 cumhuriyeti aynı anda görebiliyorsunuz.


Böylesi bir tarihi ancak ve belki Roma şehrinde görürsünüz. Fakat ülke markası iletişiminde mesele sahip olmak değildir; elinizde olanları gösterebilme becerisidir.


Ülke markası iletişimi topyekün bir iştir; ancak merkezinde ekonomik büyüme yer alır.

Deniz, kum, güneş... Kız Kulesi, Galata Kulesi ve Boğaz Köprüsü... Yurt dışı iletişiminde yarım asrı aşkın süredir benzer öğeleri kullanıyoruz. Hepsi bize özgü mü... Evet. Hepsi büyüleyici mi... Kesinlikle.


Dubai'de bunların hiçbiri yok. Kum üstüne sonradan inşa edilmiş bir şehir devleti neticede. Tarih yok, kültürel birikim yok, 100 yılı aşkın tek bir tarihi bina ya da farklı kültürlerin bir potada eridiği bir bölge yok burada. Ancak tüm dünya Dubai'yi konuşuyor.


2024 yılında, farklı devletlerden binlerce kişi, Dubai'den 150 milyar doların üzerinde gayrimenkul aldı. Bu küçücük şehre akan direk yatırım, koskoca Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yabancı mülk alımlarını geçti.


Neden? Çünkü Dubai'nin bir vizyonu ve fikri var: Ekonomik ve sosyal özgürlükler diyarı. Ülkemiz 2002 ve 2010 yılları arasında böylesi bir ekonomik ana fikir ile büyüdü: Doğu'nun Yükselen Yıldızı. Son 10 yıldır bu fikir karşı tarafa, yani dünyanın diğer coğrafyalarına geçmiyor. Veriler, artık ekonomik bir kalkınma hikayesi anlatamadığımızı gösteriyor.


Turist sayısı sizi marka ülke yapmaz.

Ülkemiz son 5 yıldır turist rekoru kırıyor. Türkiye'yi ziyaret eden yabancı turist sayısı, her geçen yıl artıyor. Elbette meselenin sayı değil, o turistin niteliği ve ülkemize bıraktığı döviz miktarı olduğunu biliyoruz.


Turizmde konaklama, hizmet, gastronomi ve eğlence kalitemizi artırmak için elbette çabamız var ve bu gayretler takdire değer. Ancak üstte yazdığım gibi, ülke imajı turistik bir iş değildir. Bütüncül bir felsefe ve merkezi marka fikrinin ürünüdür. İşte bizde eksik olan bu.


Eleştiriler tamam... Peki çözüm ne?

Türkiye bir hikaye anlatmıyor derken kastettiğim şey, ülkemizin geçmişini değil, geleceğini tarif edememesi. Gerçekte bir hikâyeye değil, bir hedefe ihtiyacımız var.


Dubai, “Geleceğin Şehri” olduğunu söylüyor. Japonya, “İnsanlığın teknolojik vicdanı” gibi davranıyor. Almanya, “mükemmelliğin mühendisliği” diyor. Peki biz ne diyoruz?


Türkiye olarak; binlerce yıllık geçmişin bize yüklediği mirası, bugünün dünyasına tercüme edecek bir fikir, bir pozisyon, bir iddia geliştirmeliyiz. Bu topraklar sadece tarih yazmadı. Medeniyeti tanımladı.


Belki de asıl mesele şudur: Artık kendimizle ilgili değil, dünyaya dair ne vaat ettiğimizi sormalıyız.


Çünkü güçlü bir ülke, kendini değil, başkalarının da hayalini kurduğu bir fikri anlatır.


Türkiye’nin bir marka olarak yükselişi, yeniden bir anlam inşa edebilmesindedir.



Comments


Ara sıra zihin açan mesajlar almaya ne dersin? 

Görüşmek üzere!

© 2019 Tüm içeriklerin görsel ve yazılı hakkı Onur Yanık'a aittir. 

bottom of page