top of page
  • Onur Y.

Girişimciyseniz Kandırılıyor Olabilirsiniz!

Güncelleme tarihi: 22 Nis 2020

Girişmemecilik üzerine yazılmış "Dikkat, Girişim Derken Size Girişmesinler" başlıklı yazımın, BrandMap Dergisi için genişletilmiş versiyonudur. Tüm girişimcilerin ve girişimci adaylarının dikkatle okuması gerek!



"09:00-18:00 çalışma hayatı. Moda tabirle modern kölelik. Kurtul bu hayattan. Tutkunun peşine düş. Hayallerini takip et. Başkasına değil kendine çalış. Bir şey yarat. Hayata ve gezegene fark kat."


Yanlış mı... Değil. Kulağa güzel geliyor mu? Geliyor.


Geliyor da... Diyenlere daha dikkatli bakın. 09-18 çalışma hayatının yaratıcısı, binlerce maaşlı personel çalıştıran büyük sanayi şirketleri, topluluklar, holdingler, bankalar ya da yeni nesil teknoloji kuruluşları girişimcilik trendinin en büyük destekçileri. Bu işte sizce de bir gariplik hatta bit yeniği yok mu? Girişimciliğe teşvik... Üstü örtülü başka bir plan olmasın?


Büyük şirketlerin koca koca hissedarları ve yöneticileri, "biz artık eskidik. Kafamız yeni nesil projelere çalışmıyor. Farklı bir şey düşünmek ve üretmek için fazla hantalız. Üstelik bu iş kurumsal çerçevede çok maliyetli. İpi gençlerin eline verelim, isimlerinin kenarına girişimci titri ekleyelim, onlar uğraşsın didinsin yaratsın, günün sonunda girişim sermayesi ünvanı ile ortaya çıkar, üretilmiş değere daha uygun maliyetle önce ortak olur... Sonunda ise sahipliği ele geçiririz" diyorlar olmasın?


Girişimcilikle ilgili konuşmayan yok. Oysa bana göre, doğruları konuşan yok. Konu mühim. Konu kritik. Yeni bir pencereden anlatılması elzem. Birilerinin kral çıplak demesi şart.

Türkiye'de öyle bir girişimcilik pompalaması var ki Yunanistan ile birlikte bu işte Avrupa rekortmeniyiz. En sallantıdaki 2 ekonomi olarak ekonomik gelişimin hiçbir alanında olmasak da girişimcilikte ironik şekilde lideriz.


Genelde iş, özelde işletme yöneticiliği konusunda Almanlar'dan ya da İngilizler'den daha mı akıllıyız? Sanmam. Daha fazla paramız mı var? Hiç sanmam. Ya da daha elverişili bir sosyo-ekonomik iklime mi sahibiz? Sanmam oğlu sanmam.


Öyleyse ne oluyor bize? Girişimcilikle neden bu kadar kafayı bozduk?


Kendimden Örnek

Haftada yaklaşık 3-4 girişimciyle görüşüyorum. Tamamı marka yaratmamı istiyor. Konumlandırma, strateji, isimlendirme, işletme, davranış ve görsel kimlik tasarımı....


Çoğunluğu Y jenerasyonundan olan arkadaşlar bana ulaşıyor. Hızla konuya girerek işlerini müthiş paketlememi, en çabuk ve yüklü kazanca giden yolda otomobilin kendi değilse de farı olmamı talep ediyor.


"Harika fikir... Uçar gider" dedikten sonra hesap numaramı paylaşabilirim. Hayır. Tersini yapıp en az %75'ini reddediyorum. "Ne bana para ver ne başkasına. Mümkünse de vazgeç bu işten, tüm paran cebinde dursun ya da bu iş için borca girme" diyorum. Benden vazgeçip başkasına gidenler oluyor. Nadir de olsa "Sana ne kardeşim, para benim param. Yap işte" diyenler de.


Girişimci Adaylarında Gördüklerim

Aklı başında, ne yaptığını bilen, gerçekten iyi bir boşluk ve farklı bir iş modeli yakalamış %25 (muhtemelen daha da az ama daha fazla moral bozmayalım) dışında girişimcilerde gördüklerim-izlenimlerim özetle şunlar...


01. Gençlere güveniyorum. Ancak onlara girişimci olmayı pompalayan suni atmosfere değil.

02. Haberlerde gördüğümüz pırıltılı "exit"ler oranlamada 10.000'de 1 bile değil. Gerçek veriler dürüstçe anlatılmıyor. Halbuki "over optimism" girişim işindeki en büyük bela.

03. Y kuşağında girişim odağı yatırım-finansman ve exit-para. Oysa para sebep değil sonuç.

04. Girişimcilik akımı, kişileri yetenek setlerinden uzak, eğitimleri ile alakasız hatta hiç bilmedikleri alanlarda bir şeyler denemeye itiyor. Aslında en iyi bildiğin-olduğun işte, hiç yapılmamış şeyi yapabilmek gerçek başarı. Alanında uzman/usta girişimciler değil maceraperestler görüyorum. Maalesef sıkça.

05. Girişimcilere hiçbir ekosistemde marka (yeterince) anlatılmıyor. Oysa başlangıç, marka fikri ve sürdürülebilir değer olmalı. Hiçbiri marka yaratmayı bilmiyor. Yönetmeyi zaten bilen yok. Kervanı yolda dizeriz durumu var.

06. Girişimciler ne sattıklarını ve nasıl yaptıklarını anlatıyor. Kimse niçin yaptığının farkında değil. Oysa dünyayı değiştiren işler niçin sorusunun yanıtında.

07. Hepsi fikrine aşık. Oysa çoğu çoktan satüre pazarlarda, internetten ucuza yaparım hayali ile kurulmuş kötü fikirler. Dinleyen yok. Eleştiri kabul eden az.


Dikkat Edin İş Size Girişmesin!

Bakın... Sizinle gerçek verileri paylaşayım. Forbes'un istatistiklerine göre dünya genelinde her yıl 100.346.978 girişim kuruluyor. Bunların 90.312.280 tanesi birinci yılı bile görmeden ölüyor. Yok oluyor. Yani yeni bir girişimin bir sonraki yılı görme ihtimali 10'da 1.


Bu arada birinci yılı atlatan 10 milyon girişimin sadece 1 milyonu başa baş noktasını görüyor. Yanlış anlamayın; para kazanmıyor. Başa baş hale geliyor. Yani her 100 girişimin sadece 1'i işletme olarak aylık masrafını çıkarabiliyor.


Hani şu... Milyar dolarlık şirket olacağız, Unicorn'uz biz hayali var ya... Onun verisi de 1 milyonda 1. Genele vurursanız 100 milyonda 1. Tek parmağınızı yukarı kaldırın, o işte.


Amacınız Zuckerberg olmaksa şansınız var. Fakat istatistiki olarak Milli Piyango'nun yılbaşı büyük ikramiyesini tam biletle kazanma şansınız daha fazla.

Senede yaklaşık 150 girişimci adayı ile temas ettikten sonra diyorum ki... Asıl mesele girişimci olmak değil. Girişmemeci olmak.


Girişin... Ama doğru şartlarda. Yoksa kalkıştığınız iş size girişir!




2.748 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page