top of page

Bana İlham Veren Hakaret Mesajı

Onur Y.

Bu yazıyı hafta sonu kaleme aldım. Pazar günleri işlerden nispeten uzağız. Sakin kafayla düşünmek için güzel zaman. Gelin sizinle bana ulaşan hakaret dolu mesajın bende yarattığı muhteşem hisleri paylaşayım...



Sosyal medya üzerinden günde yaklaşık 20-25 mesaj alıyorum. Senede 7.500 mesaj; çoğu tavsiye isteği, kimi tebrik, bazıları öneri, nadiren de eleştiri...


Girişim, markalama ve pazarlama yazdığım için beni hayalleri olanlar takip ediyor. Aklı başında, kişisel gelişimi için uğraşan, nitelikli bir grup. Haliyle -az da olsa- gelen eleştirileri dikkatle okuyorum. Üstünde düşünüyorum; yorumlardan fayda sağlamaya çalışıyorum. Katılmadıklarım oluyor elbette. Ancak yazanların iyi niyetli olduğunu bildiğim için teşekkür ediyorum.


Eleştirilmekten sadece zayıflar korkar. Eleştirilmiyorsanız üretmiyorsunuz demektir. Yapıcı tenkit, akıllı insanı güçlendirir. O yüzden eleştiri iyidir.

Geçtiğimiz günlerde bu çizginin dışına çıkan, hareket dolu bir mesaj aldım. Tipik klavye kahramanlığı... Ekranın arkasında izleyip kin kusma durumu. Mesaj imla hataları ile dolu, cümle kurguları bozuk. Toparlayarak özetini geçeyim...


Ben iğrenç bir popülistmişim.

Reklamcılıkla uzaktan yakından alakam yokmuş. (Sanırım arkadaş reklamcı)

Durumum kitap kopyala yapıştır devammış.

Ne yazık ki bana prim veren insanlar varmış.

Ama ben yine de başarısızmışım.


Dahiyane.


Aslında bu yorumlara teşekkür ederek başlamak gerek. Unutma, gereksiz eleştiri, gizli hayranlıktır demiş Aytmatov.


Ben iğrenç bir popülistmişim.

Demek ki popüler olan işler yapıyorum. Onun bile dikkatini çekiyor, uzaktan izliyor.


Reklamcılıkla uzaktan yakından alakam yokmuş.

Kendini benimle meslektaş sanıyor ama değiliz. Ben reklamcılığı aklımda ve kalbimde bitireli yıllar oldu.


Yine de biraz reklam yapayım: Üniversitede 4 yıl reklamcılık okudum. 2 yıl reklamcılık yüksek lisansı yaptım. 20 yaşında en iyi global ajanslarda bulundum. Okul sürerken kendi ajansımı kurdum. Sadece özel referansla üye alan, ülkenin en saygın reklam örgütü Reklamcılar Derneği'ne kabul edilen en genç reklamcı oldum.


18 sene önce Reklam Yaratıcıları Derneği'nde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Yurt içi ve dışında onlarca reklam yazdım ve yayınladım. The Brand Age, Brand Map ve Platin gibi dergilerde davet üzerine reklam köşe yazıları yazdım. 2002'de reklamcılığın özü olan yaratıcılık kavramına kafayı taktım. İyi yaptın diyerek çalışmayı 2007'de kitap haline getirdiler. Tamamı tükendi. Şimdi Nadir Kitap'ta 5-6 katı fiyata satılıyor.


Özetle, ben reklamcılık yaparken de aynı ligte değildik, şimdi hiç değiliz. Söylediğim gibi reklamcılığı kendi isteğimle bıraktım. Yani arkadaş haklı. Reklamcılıkla pek alakam yok.


Durumum kitap kopyala yapıştır devammış.

Ne mutlu... Çok okuduğumu fark etmiş. Senelerdir 2 haftada 1 nitelikli kitap. Sahip olduğum her şeyi o kitaplara borçluyum. Umarım sen de okursun. Madem bu kadar kolay, sen de kopyala yapıştır yaparsın. Postların Instagram ve Linkedin'de senede 3 milyondan fazla okunur. Damıtılmış ve farklı yorumlanmış bilgi arayan gençlere ilham verir.


Ne yazık ki bana prim veren insanlar varmış.

Vallahi var. Bize milyar dolarlık markaları, parlak start-upları emanet ettiler. Koskoca ülke markasını bile bana verdiler. 5 kıtada Türkiye itibarı için iletişim projeleri ürettik. Cumhurbaşkanlığı ile çalıştık, Başbakanlıkla da. Ekonomi Bakanlığı ile başladık, Ticaret Bakanlığı ile devam ettik. Yetenekle ilgisi olduğunu sanmam, şansmış demek ki. Geçmiş olsun. Olmuşla ölmüşe çare yok.


Ama ben yine de başarısızmışım.

44 yaşındayım. Hayatımın sonuna kadar çalışmadan güzel yaşayabilirim. Ama yapmak ve başarmak istediğim daha çok şey var. Muhtemelen bu arkadaşın rüyasında görse inanmayacağı seviyede düşler. Yine de haklı. Kurduğum hayallerin yanında (henüz) yeterince başarılı değilim.


Geçen gün Doha'da Ali Koç, Ali Sabancı, Nevzat Aydın, Doğan ailesi, Özyeğin ailesi gibi yatırımcı ortaklara sahip girişimimiz Uppy ile işbirliği yapmak isteyen bir grupla toplantıdaydık. Katılımcıların biri Los Angeles'ta yaşayan ama görüşmeye Londra'dan bağlanan önemli bir M&A uzmanıydı. Dünyanın önde gelen finansçılarından olan diğeri Katar'da yaşan bir İngiliz vatandaşıydı. Bir diğeri ise Dubai'de ikamet eden başarılı bir Türk'tü.


Ne konuştuk çok hatırlamıyorum. Ben o sırada bana hakaret eden arkadaşı düşünüyordum.


Şaka şaka :)




Comments


Ara sıra zihin açan mesajlar almaya ne dersin? 

Görüşmek üzere!

© 2019 Tüm içeriklerin görsel ve yazılı hakkı Onur Yanık'a aittir. 

bottom of page