top of page
  • Onur Y.

Nasıl Ünlü Olurum?

Kişisel markalamayla ilgili her gün pek çok mesaj alıyorum. Kişisel marka araç. Aslında soruların çoğunda örtülü amaç belli: Ünlü olmak ve ünü paraya çevirmek istiyorum. Burada bir hata var. Anlatayım...



Kural 01: Şöhret sizi marka yapmaz.

Marka olmak için meşhur olmak gerekir. Yok öyle bir şey. En büyük yanılgıdır.


Dünyanın belki de en çok tanınan markası her gün içtiğimiz gazlı içecek. Kırmızı kutu. Girdiği ev sayısının bir eşi daha yok. Fakat bu marka yeryüzünün en değerli markası değil. Tanınırlık ile değer yaratmak etkileşimde olsalar da farklı şeyler.


Marka kişi olursanız, alanınızda tanınırsınız. İtibar sahibi olursunuz. Ancak her ünlünün marka olduğunu iddia etmek doğru değildir.


Kural 02: Ünlü kişi, marka kişi demek değildir.

Şöhret sahibi olmak tüm kurum ve kuruluşlar için önemli. Aynı zamanda kişiler için de. Ancak her ünlü kişi, marka kişidir demek doğru değil.


Kişisel marka olmanın merkezinde belli bir alanda, fark ve farkındalık yaratan bir yeteneğe sahip olmak var. Aynı zamanda bu becerinin ticari bir faaliyete dönüşmesi ve size gelir getirmesi gerek. Post paylaşarak elde edilen ya da davetlere katılarak kazanılan para geçerli değil.


Kural 03: Her marka bir sözdür. İyi marka ise tutulmuş söz.

Tüm büyük markalar, sahip oldukları ürünün ötesinde bir söz verir. Aynı sistem kişisel markalama için de geçerlidir. Bir kişinin marka olabilmesi için onu alanındaki diğer insanlardan ayıran bir söz vermesi ve her zerresi ile o sözü tutması gerekir.


Titrinizi, mezun olduğunuz okulu hatta mesleğinizi unutun arkadaşlar. Ne söz vereceksiniz onu düşünün. Çünkü sizi, bu sözü tutmak marka yapacak.


Kural 04: 3C Sistemi

Her dönem sabun köpüğü ünlüler yaratır. Ancak markada geçiciliğe yer yoktur. Gerçek markalar 3C formulü üzerine kuruludur: Devamlılık (Continuity), İstikrar (Consistency) ve Yaratıcılık (Creativity).


Ben marka yazarıyım. Hatta YARATICILIK isimli bir kitap dahi yazdım. İşim yaratmak. Buna rağmen diyorum ki, markada yaratıcılık en sonda gelir. Asıl mesele devamlı ve tutarlı olmaktır.


Kural 05: Kişi markası olmak belli bir zümrenin işi değildir.

Bir konuda uzman olmak ve bireysel çalışmak, kişi markası olmak için avantajdır. Doktorlar, diş hekimleri, avukatlar, mucitler, bilim insanları, müzisyenler ve sanatçılar bu konuda şanslıdır. Yine de kişisel markalama, belli bir zümrenin tekelinde değildir. Herkes marka olabilir. İşi ve pozisyonu ne olursa olsun...


Kural 06: Bu iş ben böyleyim şöyleyimle olmaz.

Şirketler marka imajları için milyonlar harcar. Ancak ironik şekilde itibarın sahibi kendileri değildir. Marka tüketicinin zihninde yaşar. Algısı son derece bireyseldir. Bu nedenle çok konuşmak, kendinizi anlatmak, şöyle iyiyim böyle harikayım demek sizi marka yapmaz.


Dünyanın en zengin insanı Jeff Bezos'un sözüdür...

Marka siz odadan çıktıktan sonra arkanızdan konuşulanlardır. Şirkette de kişide de temel faktör vadedilenle eylemler arasındaki tutarlılıktır. Bunu sağlamak kişinin elinde ve kontrolündedir.

Kural 07: Markanızı yönetmezseniz, başkası sizin adınıza yönetir.

"Arkadaş ben ürün değilim. Marka falan değilim, olmak da istemiyorum" diyebilirsiniz. Eğer tek bir sosyal medya hesabınız yoksa, çalışmıyorsanız, belli bir kariyer hedefiniz ve para kazanma amacınız yoksa kabul... Yerleşin Ege'nin küçük ve şirin bir köyüne, toprakla uğraşın.


Herkesin hem iş hem de özel hayatının bir kaç tuşla erişebilir olduğu günümüzde pek sağlıklı bir düşünce değil bu. İtibarınızı bir marka gibi yönetmeniz hayatidir. Hayal ve hedeflerinize ulaşmanın kaldıracıdır kişisel markalama. Markanızı siz kurmazsanız, başkaları sizin adınıza konuşur, yargıda bulunur ve karar verir.


Kural 08: Netlik şart.

Amerikalılar markayı netlik (clarity) olarak tanımlar. Gerçek bir markanın savunduğu şey nettir. Duruşu da ifadesi de öyle. Bu düzlemde tutarsızlığa yer yoktur. İnandığınız şeylere başkaları katılmayabilir. Sorun değil. Herkes için her şey olan, sonunda hiç kimse için hiçbir şey olur. Her marka tutarlı biçimde aykırıdır.


Kural 09: Hem ünlü kişi hem de kişi markası olunabilir.

Sevin ya da sevmeyin... Gözlükleriyle et kesen arkadaşımız öyledir. Yaptıkları size garip gelebilir. Ancak hem ünlü hem de beceriklidir. Becerisi ona milyonlar kazandırmıştır. Dünyanın her yerinde hem tanınır hem de otorite olarak görülür. Becerisi ününü artırmış, ünü kazancını pekiştirmiştir. Absürttür. Ancak tutarlıdır.


Kural 10: Ya göründüğün gibi ol ya da...

Gerçek olmak her zaman daha kolaydır. Kişi markalarında elbisenin vücuda uyması şarttır. Böylesi daha doğal ve akışkan olur. Fakat tersi de mümkündür. Ya göründüğünüz gibi olacaksınız ya da olduğunuz gibi görüneceksiniz. Başka bir şansınız yok.


Yaptığım işte marka olabilmek için, sosyal medyada çok fazla sayıda takipçim olmalı. Yanlış değil; ancak eksik.

Marka kişiye dönüşebilmek için tutkularımı takip etmeli, sevdiğim işi yapmalıyım. Yanlış değil; fakat yine eksik.

Alanımda fark yaratabilmek için, işimi benimle aynı titre sahip olan kişilerden daha iyi yapmalıyım. Yine yanlış değil. Tahmin edebileceğiniz gibi... Bir kısmı hala eksik.


Şu eksikleri tamamlayarak bitirelim...


Fazla sayıda takipçi sizi tanınır ve bilinir gösterir. İlgi duyulan bir kişi olduğunuzu kanıtlar. Ancak aslolan hem yüksek sayıda hem de sizi hedeflerinize taşıyacak doğru takipçilere sahip olmaktır.


Tutkularınızı takip eder, sevdiğiniz işi yaparsanız kendinizi çalışıyormuş gibi hissetmezsiniz. İş ve özel hayatınız bir olur, veriminiz artar. Başarınız da. Ancak bu elmanın yarısıdır. Diğer yarıda ise eğitiminiz ve iş tecrübeniz yer alır.


Hayvanlara tutkun bir avukat olmanız, işinizi bırakıp hayvan barınaklarında çalışmanızı gerektirmez. Olağanüstü bir ceza avukatı olarak önünüze gelen her davayı parçalar, nam salarsınız. Gün gelir, hayvan hakları için mesleki gücünüzü ve birikiminizi kullanır, markanıza sosyal bir yön eklersiniz. Farkınız perçinlenir.


İşinizde diğerlerinden iyiyseniz hem ünvan, hem ekstra hak hem de para kazanırsınız. Hakkınızı beklemez, söker alırsınız. Yine de başarılarınız belli bir çevrede kalır. Oysa başardıklarınızı doğru ton ve tarzda tanıtmak da başarı ister. İşte bunu herkes beceremez.


Marka kişi olmak ve bunu bir plan dahilinde yapmak...

İşte bu yüzden çok ama çok önemlidir.


Kişi markanızı kim inşa edecek? Elbette siz.

Sizden daha değerli bir şey yok.


Bu yüzden bu işe zaman ve emek harcamalısınız.

İşim çok, vaktim yok mazeretleri arkasına sığınmayın.

Her gün ama her gün, kişi markanız için çalışın.


Eskiden büyüklerimiz meslek sahibi ol, kendini garantiye al derdi.

Bugün mesele meslek sahibi olmak değil, mesleğinde marka olmak.





3.586 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page