top of page
  • Onur Y.

Pompa

Girişimcilik iyidir. Güzeldir. Özgür ve tatmin edici bir hayat biçimidir. Girişin. Ama... Sizi pompalamalarına izin vermeyin. Anlatalım.



Türkiye'de öyle bir girişimcilik pompalaması var ki Yunanistan ile birlikte bu işte Avrupa rekortmeniyiz. En sallantıdaki 2 ekonomi olarak ekonomik gelişimin hiçbir alanında olmasak da girişimcilikte ironik şekilde lideriz. Garip değil mi? Şimdi bunu bir kenara koyun. Devam.


Girişimcilik kendi işinin sahibi olmak demek. Beraberinde 09:00-18:00 kölelik düzeninden kurtulmak... Harika. Biraz durun ve bir düşünün... Gençlere girişimci olun diyen, hatta onları birbiriyle yarıştıran, akıl-fikir müsabakaları-maratonları düzenleyen ve bu tip buluşmaları fonlayan kimler? 09:00-18:00 kölelik düzeninin ağababaları, beyaz yakalı sınıfını yaratan büyük kuruluşlar değil mi? O halde bu işte bir acayiplik yok mu? Bu gerçeği de diğer kenara koyalım, devam edelim.


Üniversite Gezileri

Bilgi Üniversitesi. Bahçeşehir Üniversitesi. Özyeğin Üniversitesi. Uludağ Üniversitesi. Marmara Üniversitesi. Kadir Has Üniversitesi... Bunlar son 15 günde, girişimcilik kulüplerine konuşma yaptığım üniversiteler.


Bu buluşmaların her birine 2 saat ayırıyorum. Öncesi sonrasını da ekleyin 4 saat. Yani ciddi bir zaman ve efor. Zamanını ve aklını satan biri olarak önemli bir maliyet. Ancak genç zihinleri pompalamadan korumak ve doğru yönlendirmek, para kazanıyor olmaktan daha kıymetli bir görev.


İşte bu nedenle, buluşmaların ismi GİRİŞMEMECİLİK.


Temel mesele, arkadaşlar "aman dikkat" demek. Gaza gelmeyin diye uyarmak. Gerekli noktalarda da kral çıplak diyebilmek.


Girişmemecilik

Buluşmalarda üstünden geçtiğimiz temel uyarıları bir kez de buradan yapalım. Herkes okusun bilsin...


01. Gençlere güveniyorum. Ancak onlara girişimci olmayı pompalayan suni atmosfere değil.


02. Haberlerde gördüğümüz pırıltılı "exit"ler oranlamada 10.000'de 1 bile değil. Gerçek veriler dürüstçe anlatılmıyor. Halbuki "over optimism" girişim işindeki en büyük bela.


03. Y kuşağında girişim odağı yatırım-finansman ve exit-para. Oysa para sebep değil sonuç.


04. Girişimcilik akımı, kişileri yetenek setlerinden uzak, eğitimleri ile alakasız hatta hiç bilmedikleri alanlarda bir şeyler denemeye itiyor. Aslında en iyi bildiğin-olduğun işte, hiç yapılmamış şeyi yapabilmek gerçek başarı. Alanında uzman/usta girişimciler değil maceraperestler görüyorum. Maalesef sıkça.


05. Girişimcilere hiçbir ekosistemde marka (yeterince) anlatılmıyor. Oysa başlangıç, marka fikri ve sürdürülebilir değer olmalı. Hiçbiri marka yaratmayı bilmiyor. Öğrenmeleri şart.


06. Girişimciler ne sattıklarını ve nasıl yaptıklarını anlatıyor. Kimse niçin yaptığının farkında değil. Oysa dünyayı değiştiren işler niçin sorusunun yanıtında.

07. Hepsi fikrine aşık. Maalesef çoğu çoktan satüre pazarlarda, internetten ucuza yaparım hayali ile kurulmuş kötü fikirler. Dinleyen yok. Eleştiri kabul eden az.


08. Benim fikrim var diyen çok. Güzel. Ancak mesele fikir değil. Aslolan yıkıcı yenilik getiren bir iş modeli icat etmek. Üzücü olan ne biliyor musunuz... Bunu söyleyince şunu soruyorlar: İş modeli ne demek?


09. Her buluşmada yaklaşık 150 girişimci adayı ile temas ettikten sonra diyorum ki... Asıl mesele girişimci olmak değil. Girişmemeci olmak.


10. Girişin... Ama doğru şartlarda. Yoksa kalkıştığınız iş size girişir!


Gençler... Motivasyonunuzu, enerjinizi, yeni bir şeyler icat etme tutkunuzu pompalayın. Ancak size suni bir girişimcilik gazı vermelerine, örtülü görevler pompalamalarına izin vermeyin. Rastgele.




1.570 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page