Markalar için karantina günlüklerine en sık gelen soruyla başlayalım. Küçük işletmeyim, bu dönemde ne yapmam lazım?
Önce tüm markalar yani her boyuttaki işletme için verilecek genel yanıtlara bakalım...
Hepimiz bu süreçte hasar göreceğiz. Satışların kesilmesi ve zarar normal. Önemli olan geçişi planlamak ve yönetmek.
Birinci etapta 90 günlük kriz planı uygulayın. Yılın kalan yarısını da kriz felsefesi ile planlayın.
Masrafları kısmak çözümlerden biridir, eleman çıkarmak değildir.
Öncelikle ekibiniz ve müşterilerinizin sağlığını düşünün ve güvence altına alın.
Fiziksel alışveriş kalmadığı için online'a kaymak doğru eylemdir. Ancak alakasız ürünler için reklam dayamak sağlıklı değildir. Reklam değil iletişim odaklı olmak gerekir.
Fiziksel olarak mağazalara ulaşamayan ihtiyaç sahibi müşteriler online alışların sayısını artırabilir. Bu durum reklamların işe yaradığı anlamına gelmez.
Pozitif iletişim yapın, evde kalmaya yönelik yaratıcı içerik sunun, tüketicinizle kurduğunuz gönül bağını güçlendiren mesajlar verin. Evde kalanları sağılacak inek gibi görmeyin.
Sütyen ya da pijama kampanyası gibi saçmalıklardan kaçının. SMS ve mail yağmuru ile müşterilerinizi meşgul etmeyin.
Olumlu, bilgilendirici ve şeffaf bir şekilde iletişim yapın.
Müşterilerinizden ve iş ortaklarınızdan yardım istemekten çekinmeyin.
Şimdi odağı küçük, daha çok fiziksel iş yapan ve maalesef kapalı durumda olan işletmelere çevirelim.
Haber iyi değil, ancak gerçekçi olmak gerek... Kriz en çok küçükleri vuracak. Maalesef sermaye yeterliliği olmayan pek çok işletme geri dönemeyecek. Yine de…
Adil olarak masrafları azaltın. Devletin sunduğu tüm yapısal önlemleri kullanın.
Mevcut müşterilerinizle iletişime geçin. Destek isteyin.
Örneğin hediye kuponu önerin. Gelecekteki alışverişleri bugünden satarak ayakta kalmaya çalışın.
Yaşam mücadelesi verdiğiniz için samimi-duygusal indirim ve promosyonlardan yararlanın.
Nakit akışına odaklanın ve tedarikçilerinizden destek isteyin.
Kapalı olsanız da hala atabileceğiniz adımlar var...
Yara alacaksınız. Dönemsel olarak zarar edeceksiniz. Dayanabiliyorsanız daha güçlü dönebilirsiniz.
Yeme-içme işinde olduğunuzu düşünelim... Müşteriniz size gelemiyor, yemekleriniz onlara gidemiyor olabilir. Ürünün ötesine geçin. Temsil ettiğiniz mutfağa ve lezzete odaklanın. Yani marka fikrinize dönün ve felsefenize sarılın.
Örneğin evde pratik ve benzer tatlar hazırlayabilmeleri için takipçilerinize destek olun. Eski güzel günleri yadedin. Yakında ve yeniden kavuşacağınızı zeki bir şekilde anlatın.
Moralinizi bozmayın. Evren sorunu açıkça verir; çözümü ise gizler.
Soruna çözüm olamayabiliriz. Ancak soruna nasıl cevap vereceğimiz tamamen bize bağlı. O halde, markanız ve hayalleriniz için savaşmaya devam!
Comments