top of page
  • Onur Y.

Eylül Geliyor; Savaşa Hazır Olun!

Bayram tatili keyfinizi bozmak istemem. Fakat normalleşmeyi yanlış anladığımızı düşünüyorum. Ve birilerinin kral çıplak demesi gerek!



Yarın sabah yola çıkıp, 1 yıl dönmemek üzere Bodrum'a ya da Çeşme'ye gidebilirim. Hatta işe çeşni katıp bir süre Yunan adalarında da vakit geçirebilirim. İşlerim yolunda. 20 kişilik ekiple kurduğumuz uzaktan çalışma sistemi işliyor. Ekonomik kaygım nüfusun %99'undan daha az.

Üstelik ben de her şey normale dönsün ve eskisi gibi olsun isteyenlerdenim. Pandemi öncesi rutinlerimi, aile ve dost aktivitelerimi, serbest bireysel zamanlarımı, yurt içi ve dışı gezilerimi fazlasıyla özledim.

Ancak kendimi tutmayı, özgür irademle irademi kısıtlamayı tercih ediyorum. Anlık yaşamak yerine 6 ay, mümkünse bir yıl önde olmayı yeğliyorum.

Neden derseniz...

Herkes ilginç bir şekilde bu iş bitmiş gibi davranıyor ama... Bugün yani 2 Ağustos tarihi itibarıyla dünya genelindeki yeni koronavirüs vaka sayısı 289.321. Yine yeni bir rekor kırdık maalesef.

Kendimizi büyük bir panikle eve kapadığımız Nisan boyunca, en fazla vakanın görüldüğü tarih ayın 11'iydi. Aman Allahım dediğimiz o gün dünya genelinde 90.739 vaka görülmüştü. Bugün o sayı 200.000 kişi fazla. Bizse, Momo Beach'ten bacak selfiesi ya da dans görüntüsü yayınlıyoruz.

Kimse bahsetmek istemiyor ama... Ben size olacakları söyleyeyim...

Dünya etki-tepki üzerine kuruludur. Hiçbir şey sebepsiz olmaz. Sadece nedenleri geç görür, fark ederiz. Açıkça içinde bulunduğumuz durumun sonu, dün yediğin hurmalar bugün k.çını tırmalardır.

Son bir haftada Türk lirası tüm döviz cinsleri karşısında ciddi değer kaybetti. Euro 8'i, Sterlin 9'u geçti. Üstelik henüz ikinci çeyrek verileri açıklanmadı. Ne ne kadar anlatılır meçhul. Aklı başında tüm uzmanlar, yakın gelecekte cebimizdeki paranın en az %10 devalüe olacağını söylüyor. Daha net tabirle, fakirleşmeye devam edeceğiz. Ekonomi sistemimiz ithalata göbekten bağlı olduğu için telefondan bilgisayara, gıdadan benzine yeni ve mecburi zamlarla karşılaşacağız.

Real toparlanma zaten başlamadı bile. U tipi dönüşte henüz dibi görmedik. Net bir çıkış zamanlaması tarif etmek güç. Limitli ekonomi bilgimle, durumun iç açıcı olmadığını ve sonbaharın zor geçeceğini görebiliyorum.

2. dalga diye bir şeyin de geleceği yok. Çünkü zaten dalgaların içerisinde debelenmeye devam ediyoruz. Diğerleri benim göremediğim neyi görüyor, meraktayım.

Yaşadığımız felaketin sorumlusu ben değilim. Siz de değilsiniz. Bizi yönetenleri de suçlamanın alemi yok. Hoşunuza gitmeyen aksiyonlar olabilir ama siyaset üstü, global bir sorun yaşıyoruz. Krize çözüm bulmak için ne etkimiz ne de yetkimiz var. Üstüne üstlük, henüz ortada bir çözüm de yok.

Ne yapabiliriz? Elimizden ne gelir?


Bana göre basit. Uzay matematiği değil.

  • Dikkatli olmaya devam eder, kendimizi ve sevdiklerimizi koruruz.

  • Hayatımızdaki riskleri minimize etmeye devam ederiz.

  • Nisan başında yaşamımıza giren kriz planına sadık kalırız.

  • Anlık değil stratejik hareket ederiz.

  • Masrafları kısar, harcamalarımızı dengeleriz.

  • Yeni yatırımlar için 10 kere düşünür, öyle adım atarız.

  • Enformasyon ağımızı genişletir, bilgileri doğru süzeriz.

  • Pozitif duruşumuzu korur, en kötü senaryoya göre plan yaparız.

  • Mevcut ve potansiyel sorunlar karşısında beyin jimnastiği yaparız.

  • Ekibimizi hazır ve motive tutarız.

  • Sorun çözme becerimizi keskinleştiririz.

  • Çok çalışırız. Ardından daha çok çalışırız.

  • Ve son olarak daha daha çok çalışırız.

Spartalılar der ki...

Dünyanın en iyi savaşçıları olan Spartalılar'ın bir sözü var:

"Talimde daha fazla ter dök ki... Savaşta vücudundan az kan dökülsün."

Zor bir Eylül geliyor. Talimde fazla ter döken yok. Hatta talim yapan bile yok.

Tamam... Hepimiz çok yorulduk, sıkıldık, bunaldık.

Zor günler yaşadık ve rahatlamak istiyoruz.

Fakat o günler bitmedi. Sorun artarak devam ediyor.

Sabredemedik. Hem dikkatsiz, hem aklı havada hem de dağılmış durumdayız

Yeterince çalışmıyor, üretmiyor ve düşünmüyoruz.

Üzülerek söylüyorum ki çok kan kaybedeceğiz.

Pandemi dönemi işlerini biraz olsun toparlamak isteyenler için sürekli içerik ürettim.

Faydalı olabilecek önerilerde bulundum.

Bugünden itibaren aynı noktada olacağım. Hatta elimden geldiğince fazlasını yazıp çizeceğim.

Bana pesimist, negatif, olumsuz hatta felaket tellalı diyebilirsiniz. Sorun yok.

İşiniz ve markanız hayatta kalsın yeter.


Not: Silkelenip, adım atmak isteyenler pandemi dönemi için hazırladığım hayatta kalma kılavuzunu linkten hatırlayabilir.


5.602 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page